Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Eğitimi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT),Eğitimi Psikoterapi dünyasında son yarım yüzyılın en etkili yaklaşımlarından biri olan , düşünceler, duygular ve davranışlar arasındaki karşılıklı etkileşimi temel alır. BDT’ye göre, bireylerin yaşadığı duygusal sıkıntılar, olaylardan değil, o olaylara yüklenen anlamlardan doğar. Bir başka deyişle, dünyayı nasıl gördüğümüz, onu nasıl yaşadığımızı belirler.
İşte bu bilimsel ve insancıl anlayışı birleştiren Hacettepe PsikoAkademi, alanında öncü iki değerli akademisyenin liderliğinde kapsamlı bir Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi (BDT Eğitimi) sunuyor. Bu eğitim, yalnızca bilgi aktarmayı değil, terapist adaylarının ve ruh sağlığı profesyonellerinin kendi klinik becerilerini derinleştirmelerini hedefliyor.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Nedir? Temelleri ve Felsefesi
Bilişsel Davranışçı Terapi, bireyin yaşadığı ruhsal sorunların, dış dünyadan ziyade içsel düşünce süreçlerinden kaynaklandığını öne sürer. Kişinin “Ben yetersizim” ya da “Herkes beni eleştiriyor” gibi otomatik düşünceleri, duygusal sıkıntıları besler ve davranışları yönlendirir. Bu düşüncelerin farkına varmak, onları sorgulamak ve daha işlevsel alternatiflerle değiştirmek, BDT’nin temel amacıdır.
Bu yaklaşımın felsefesi oldukça yalındır ama etkisi derindir:
“Düşüncelerimizi değiştirdiğimizde, duygularımız ve davranışlarımız da değişir.”
Bu ilke, bireyin yaşamına aktif bir farkındalık kazandırır. Danışan, kendi içsel diyaloglarını fark eder ve olumsuz otomatik düşünceler yerine gerçekçi alternatifleri üretmeyi öğrenir. Böylece ruhsal denge yeniden kurulur, duygusal dayanıklılık artar.
BDT Eğitimi almak isteyen profesyoneller için bu felsefi yapı, yalnızca bir kuram değil; aynı zamanda bir terapi becerisi ve klinik yol haritasıdır. Bu nedenle Hacettepe PsikoAkademi’nin programı, katılımcılara bu yaklaşımı hem bilişsel hem davranışsal düzeyde içselleştirme fırsatı sunar.
Bilişsel Davranışçı Terapi’nin Tarihsel Gelişimi
BDT, 20. yüzyılın ikinci yarısında psikoterapi tarihinde devrim niteliğinde bir dönüşüm yaratmıştır.
Önceleri “davranışçı terapi” yaklaşımı, insan davranışlarını yalnızca gözlemlenebilir eylemler üzerinden açıklamaya çalışırken, 1960’lı yıllarda Aaron T. Beck bu anlayışa bilişsel bir boyut kazandırdı. Beck’in depresyon üzerine yaptığı çalışmalar, düşüncelerin duygular üzerindeki belirleyici etkisini ortaya koydu. Bu sayede “bilişsel terapi” kavramı doğdu. Aynı dönemde Albert Ellis, duyguların irrasyonel inançlardan kaynaklandığını savunan “Rasyonel Emotif Terapi”yi geliştirdi.
Zamanla bu iki güçlü bilişsel yaklaşım, davranışçı tekniklerle birleşerek Bilişsel Davranışçı Terapi adını aldı.
Bugün BDT, yalnızca psikoloji literatüründe değil; tıp, psikiyatri ve danışmanlık alanlarında da en çok araştırılan, en çok uygulanan terapi yöntemi olma özelliğini taşır. Dünya genelinde psikoterapi alanında yayımlanan bilimsel makalelerin büyük bir kısmı BDT üzerine odaklanmaktadır.
Hacettepe PsikoAkademi, bu bilimsel mirası çağdaş eğitim anlayışıyla birleştirerek, katılımcılarına uluslararası standartlarda bir BDT Eğitimi deneyimi sunmaktadır.
BDT Seanslarının Yapısı ve Uygulama Süreci
Bir Bilişsel Davranışçı Terapi seansı, yapılandırılmış, hedef odaklı ve iş birliğine dayalı bir süreçtir.
Terapist ve danışan, birlikte bir vaka formülasyonu oluşturur. Bu formülasyon; bireyin hangi düşünce kalıplarıyla zorlandığını, bu kalıpların hangi duyguları tetiklediğini ve bu duyguların davranışlara nasıl yansıdığını anlamayı sağlar.
Seanslar boyunca danışan, olumsuz otomatik düşüncelerini fark etmeyi, bu düşünceleri sorgulamayı ve alternatif düşünceler geliştirmeyi öğrenir. Terapist, süreci desteklemek amacıyla seans dışında da ödevler verir.
Bu ödevler; düşünce kayıtları tutmak, kaçınılan bir duruma maruz kalmak ya da davranışsal deneyler planlamak gibi adımları içerebilir.
Bu yöntem, danışanın terapi sürecine aktif olarak katılmasını sağlar.
BDT’nin en güçlü yönlerinden biri, danışanı pasif bir dinleyici olmaktan çıkarıp, kendi değişiminin aktif bir öznesi haline getirmesidir.
Bu nedenle Hacettepe PsikoAkademi’nin BDT Eğitimi, katılımcılara yalnızca teknik bilgi değil; bu aktif, dinamik ve bilimsel yaklaşımı uygulama becerisi kazandırır.
BDT Hangi Ruhsal Sorunlarda Etkilidir?
Yapılan binlerce bilimsel araştırma, Bilişsel Davranışçı Terapi’nin farklı psikiyatrik ve psikolojik sorunlarda etkili olduğunu göstermektedir.
BDT’nin etkili olduğu bazı başlıca alanlar şunlardır:
Depresyon: BDT, depresif düşünce kalıplarını tanımlamayı ve yeniden yapılandırmayı öğretir.
Anksiyete Bozuklukları: Panik bozukluk, yaygın kaygı ve sosyal fobi gibi durumlarda en etkili terapi yöntemlerinden biridir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Maruz bırakma ve tepki önleme (ERP) tekniği ile OKB tedavisinde altın standarttır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travmatik anıların bilişsel yeniden işlenmesiyle duygusal iyileşme sağlanır.
Fobiler ve Sosyal Kaygılar: Sistematik duyarsızlaştırma ve davranışsal deneylerle korkulara yaklaşım yeniden öğrenilir.
Yeme Bozuklukları ve Bağımlılıklar: Davranışsal kontrol ve bilişsel farkındalık kazandırır.
Hacettepe PsikoAkademi’deki BDT Eğitimi, bu psikopatolojilerin her biri için ayrı modüllerle yapılandırılmıştır. Böylece katılımcılar, her bozukluğun özgül BDT protokolünü uygulamalı olarak öğrenir.
Hacettepe PsikoAkademi’de BDT Eğitiminin İçeriği
Bu Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi, 6 modül – 12 oturum – toplam 48 saatlik yoğun bir programdan oluşur.
Eğitim süreci, hem teorik hem de uygulamalı boyutlarıyla planlanmıştır:
Giriş ve Tarihçe: BDT’nin temel kavramları, etik ilkeler, bilişsel gelişim kuramları
Bilişsel Formülasyon: Değerlendirme, vaka oluşturma, seans yapılandırma
Depresyonun Tedavisi: Psiko-eğitim, bilişsel yeniden yapılandırma ve davranışsal aktivasyon
Anksiyete Bozuklukları: Panik, yaygın kaygı, fobiler ve maruz bırakma teknikleri
OKB Tedavisi: Bilişsel teknikler, davranışsal deneyler ve psiko-eğitim
Travma ve Sosyal Anksiyete: Sosyal beceri eğitimi, travma sonrası yeniden yapılanma
Katılımcılar, her oturumda vaka örnekleri üzerinden çalışır, sokratik sorgulama yöntemini uygular ve danışanla terapötik ilişki kurma becerilerini geliştirir.
Bu yapı, eğitimin sonunda katılımcılara yalnızca bir sertifika değil; gerçek klinik deneyim kazandırır.
Eğitmen Kadrosu: Bilim ve Deneyimin Güvencesi
Prof. Dr. Şükrü Kartalcı
Türkiye’de Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biridir.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Kartalcı, Erciyes Üniversitesi’nde uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2011’de Londra Wordsworth Health Center’da BDT süpervizyon eğitimi almış ve American Academy of Cognitive Therapy tarafından sertifikalandırılmıştır.
Ayrıca, Türkiye Psikiyatri Derneği BDT eski eğiticisidir.
Klinik pratiğinde depresyon, OKB, TSSB, yeme bozuklukları ve anksiyete bozuklukları üzerinde uzmanlaşmıştır.
Eğitimlerinde vaka analizlerine, süpervizyon çalışmalarına ve uygulamalı tekniklere büyük yer verir. Katılımcıların kendi klinik reflekslerini geliştirmelerini sağlayan bir öğretim anlayışına sahiptir.
Prof. Dr. Lale Gönenir Erbay
2007–2012 yılları arasında İnönü Üniversitesi’nde Psikiyatri uzmanlık eğitimini tamamlamış, 2018’de Doçent, 2023’te Profesör olmuştur.
Akademik kariyeri boyunca 60’tan fazla bilimsel yayına ve çok sayıda uluslararası kongre sunumuna imza atmıştır.
Özellikle OKB, depresyon, bipolar bozukluk, yeme bozuklukları ve sosyal fobi üzerine uzmanlaşmıştır.
Eğitimlerinde teoriyi vaka örnekleriyle harmanlar, klinik pratiğe dönük uygulamalarla katılımcıların içgörüsünü güçlendirir.
Bugün kendi kliniğinde aktif olarak BDT uygulamakta ve psikoterapi eğitimlerine devam etmektedir.
Onun rehberliğinde alınan bir Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi, hem bilimsel temelli hem de insana dokunan bir deneyimdir.
Kimler Katılabilir?
Psikologlar
Psikolojik danışmanlar
Psikiyatri uzmanları ve asistanları
Klinik alanda çalışan ruh sağlığı profesyonelleri
Bu BDT Eğitimi, hem yeni mezun terapistler hem de deneyimli profesyoneller için uygundur.
Katılımcılar, eğitim sonunda E-Devlet onaylı sertifika ile mesleki gelişimlerini resmi olarak belgelendirirler.
Neden Hacettepe PsikoAkademi’de BDT Eğitimi Almalısınız?
Hacettepe PsikoAkademi, yalnızca bir eğitim kurumu değil; terapistlerin gelişimini destekleyen bir akademik topluluktur.
Bu kurumun Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi, klasik seminer formatının ötesine geçer.
Her oturumda vaka tartışmaları yapılır, sokratik sorgulama uygulanır, davranışçı teknikler deneyimlenir.
Katılımcılar sadece “bilgi” değil, “deneyim” kazanır.
Ayrıca, eğitim sonunda verilen üniversite onaylı sertifika, profesyonel itibar açısından önemli bir referans oluşturur.
Hacettepe PsikoAkademi’nin en büyük farkı, eğitmenlerinin alanlarında aktif olarak çalışan, akademik ve klinik deneyimi birleştiren isimler olmasıdır.
Düşünceyi Değiştir, Hayatı Dönüştür
Bilişsel Davranışçı Terapi, yalnızca semptomları azaltan bir yöntem değil, insanın düşünce biçimini dönüştüren bir yaklaşımdır.
Bu nedenle bir terapistin BDT’yi öğrenmesi, yalnızca bir teknik kazanmak değil; insan zihnini daha derin anlamak anlamına gelir.
Hacettepe PsikoAkademi’nin BDT Eğitimi, işte bu anlayışla hazırlanmıştır.
Eğer siz de ankara psikolog ekibinde iseniz danışanlarınıza bilimsel temelli, etkili ve etik bir terapi yaklaşımı sunmak istiyorsanız,
bu eğitim tam size göre.
Düşüncelerin değiştiği, farkındalığın arttığı ve dönüşümün başladığı bir yolculuğa adım atın.
📍 6 hafta – 12 oturum – 48 saatlik yoğun BDT Eğitimi
🎓 E-Devlet onaylı sertifika
👨⚕️ Prof. Dr. Şükrü Kartalcı
👩⚕️ Prof. Dr. Lale Gönenir Erbay
📅 Ekim – Kasım 2025
Hacettepe PsikoAkademi, bilimin ışığında insanı anlamak ve dönüştürmek isteyen herkesi bu özel Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimine davet ediyor.
