Obsesif Kompülsif Bozukluk
Birçok kişi hayatının belli dönemlerinde, belli konular üzerinde endişe ve takıntılara sahip olabilir. Bu durum halk arasında “evham” olarak tanımlanır ve çoğunlukla kişiler günlük yaşantıları içerisinde bu düşüncelerle baş edebilir. Takıntılı düşüncelerin, kişinin yaşamını etkileyecek hale gelmesi ve bu düşüncelerle başa çıkamayacak düzeye ilerlemesi durumu ise psikolojide obsesif kompülsif bozukluk olarak nitelendirilir. Obsesif kompülsif bozukluklar kişinin yaşam kalitesini düşüren bir durumdur ancak uygun destek ile tedavi edilebilir. Obsesif kompülsif bozukluğun ne olduğu, belirtileri ve tedavi yöntemleri ile ilgili tüm detaylar içeriğimizde.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Nedir?
Obsesif kompülsif bozukluk, obsesyon ve kompülsiyonların bi arada görüldüğü bir psikolojik rahatsızlıktır. Burada obsesyonlar, saplantı ya da takıntı olarak nitelendirilirken; kompülsiyonlar ise bu takıntılara eşlik eden zorlantıları ifade eder. Biraz daha açıklamak gerekirse, obsesyonlar kişinin aklına istemsizce gelen, engel olamadığı veya aklından çıkaramadığı düşüncelerdir. Kompülsiyonlar ise bu düşünceleri rahatlatmak için kişinin yaptığı sürekli tekrarlanan hareket ve davranışlardır.
Obsesyonlar, kişinin günlük yaşamında aklına gelen, belirgin bir şekilde kişiyi bunaltan ya da sıkıntıya neden olan, tekrar eden düşünceler ya da görüntülerdir. Bu düşünceler gerçek yaşam içerisinde gerçekleşen ya da gerçekleşmesi mümkün olan olaylar olabileceği gibi, gerçek dışı durumları da içerebilir. Obsesyonun birçok türü vardır. Kuşku obsesyonu, dini obsesyon, bulaşma obsesyonu en sık görülen türlerdir. Örneğin bulaşma obsesyonunda, kişinin kendisine toz ya da mikrop bulaşacağı düşüncesi süreklidir. Bu durumu sürekli yıkanma ya da bulaş olacağı düşünülen ortamdan kaçınma kompülsifi izler. Kuşku obsesyonunda ise evden çıkışlarda ocağın altını kapatıp kapatmadığı, ütünün fişini çekip çekmediği ya da kapıyı kilitleyip kilitlemediği düşüncesi kişiyi sürekli rahatsız eder. Simetri de bir tür obsesyondur. Bu düşünceler sonunda kapıyı belirli sayılarda kilitlemek, ışık düğmesini belirli sayıda açıp kapatmak gibi davranışlar gelişebilir. Bu özelliği ile obsesif kompülsif bozukluk halk arasında çok düşünme hastalığı olarak da isimlendirilebilir.
Kompülsiyonlar ise obsesyonlara tepki olarak gelişen davranışlardır. Kişi bu davranışları yapmaktan kendini alıkoyamaz. Bu davranışlar; el yıkamak, belirli sayıda düğmelere basmak ya da kapı eşiğinden belli kere girip çıkmak gibi fiziksel olabileceği gibi, dua etmek, sayı saymak ve belirli kelimeleri sürekli tekrar etmek gibi zihinsel süreçler de olabilir. Bu davranışların amacı, takıntılı düşüncenin neden olduğu sıkıntı ve korku gibi hisleri azaltmaya ve rahatlamaya yöneliktir. Kişi bu davranışları gerçekleştirmezse, başına kötü bir şey geleceğini düşünür ve bu düşünce mevcut davranışı sürekli yinelemeye neden olur.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Nedenleri Nelerdir?
Obsesif kompülsif kişilik bozukluğu, neden meydana geldiği en çok merak edilen psikolojik rahatsızlıklardan biridir. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de, hastalığa biyolojik ve çevresel bazı faktörlerin neden olduğu bilinmektedir. Biyolojik faktörler, beynin işleyişi sırasında ortaya çıkan nedenlerdir. OKB hastalığında, beynin belirli bölümlerinde aşırı aktiviteler görülür. Çevresel faktörler ise, kişinin yaşamında meydana gelen ve kişiyi derinden etkileyen durumları ifade eder. Bir yakının kaybı, taciz, hastalık, ilişki sorunları, yaşam tarzı değişikliği gibi durumlar OKB hastalığı için çevresel faktörlere örnek gösterilebilir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Ne Sıklıkta Görülür?
OKB, kadın ve erkeklerde eşit şekilde görülebilir. OKB’nin yaşam boyu görülme sıklığı ortalama %3 civarındadır. Yaş aralığı olarak bakıldığında, çocuklarda, ergenlerde ve yetişkinlerde obsesif kompülsif bozukluk görülebilir. OKB’nin teşhis edilmesinde uzman psikiyatrın değerlendirmesi önemlidir. Çünkü OKB, anksiyete, depresyon, şizofreni ve diğer mental sağlık sorunları ile benzer semptomlar gösterebilir. Bu nedenle hastayı değerlendirecek uzman psikiyatrın tüm etkenleri düşünmesi ve değerlendirmeyi bu çerçevede yapması oldukça önemlidir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Belirtileri
Obsesif kompülsif bozukluğun teşhisi için fiziksel olarak laboratuvar ortamında yapılacak bir test mevcut değildir. Bu nedenle hastalığı teşhis etmek için görülen belirtileri bir psikiyatrın dikkatli şekilde değerlendirmesi gerekir. OKB belirtilerini anlayabilmek için obsesyon ve kompülsiyon belirtilerini ayrı şekilde bilmek önemlidir.
- Obsesyon Belirtileri:
- Belirli düşünceler üzerinde aşırı takıntılı olmak,
- Pislik, mikrop ya da hastalık bulaşma korkusu,
- Hata yapma korkusu,
- Sosyal fobi ve rezil olmaktan korkma,
- Aşırı şüphe durumu,
- Sürekli güven duyma ve onaylanma ihtiyacı,
- Kötü bir şeyler olacağı korkusu,
- Düzen, simetri ya da mükemmel olma takıntısı,
- Günah işleme korkusu,
- Başkalarına zarar verme korkusu.
- Kompülsiyon Belirtileri:
- Tokalaşma, kapı kolu tutma ya da toplu taşımada tutunma yerlerinden tutunma gibi davranışlardan kaçınma,
- Elleri sürekli belirli sayılarda yıkama,
- Kilit, ocak, ütü fişi gibi eşyaları sürekli kontrol etme,
- İşleri belirli bir sıraya göre yapma,
- Belirli kelime veya cümleleri sürekli tekrarlama,
- Belli rutinlerde dua etme,
- Özel eşyaları belirli bir düzende tutma,
- Kapı eşiğinden belirli sayıda geçme ya da elektrik düğmelerini belirli sayılarda açıp kapatmadan yaşama devam edememe.
Bu belirtiler, OKB’nin en yaygın görülen semptomlarıdır. Elbette bu belirtiler bir kişiye tek başına obsesif kompülsif bozukluk tanısı koymak için yeterli değildir. Bu belirtiler eşliğinde psikiyatrın diğer faktörleri de göz önüne alarak tam bir teşhis koyması önemlidir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Tedavisi
Obsesif kompülsif bozukluk belirtileri ortaya çıktığında vakit kaybetmeden bir psikiyatr ile görüşmek oldukça önemlidir. Çünkü OKB uygun şekilde tedavi edilmediğinde kendiliğinden iyileşmeme ihtimali yüksek bir rahatsızlıktır. Kesin bir tedavi olmadığı sürece, hastalık dönem dönem kendiliğinden geçmiş gibi gözükse de beklenmedik zamanlarda ani şekilde nüksedebilir. Bu nedenle uygun tedaviyi almak oldukça önemlidir. OKB’nin tedavisinde genel olarak uygulanan en etkili tedavi yaklaşımı uygun psikoterapi ve ilaçların birlikte kullanılmasıdır.
OKB’nin psikoterapi ayağında uygulanan en genel yaklaşım bilişsel davranış terapisidir. Burada amaç hastayı rahatsız eden takıntılı düşüncelerin nedenlerinin bulunması ve azaltılmasıdır. Obsesif kompülsif hastalarının yorumları da ilaç ile birlikte süren psikoterapinin hastalığın tedavisinde oldukça olumlu etki ettiğini kanıtlamaktadır. Aynı zamanda bu psikoterapi OKB hastası bireylere zorlayıcı davranışlarda bulunmadan kaygı yaratan inançları ile yüzleşmeleri konusunda yardımcı olur.
Obsesif kompülsif bozukluk tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem de ilaç tedavisidir. Obsesif kompülsif bozukluk ilaçları hastanın beynindeki serotonin seviyesini arttırmayı amaçlar. İlaç tedavisi başlanan hastalar genellikle 15-20 gün içerisinde olumlu etkileri hissetmeye başlar. İlaçların tam anlamı ile yanıt vermesi ise 8-12 hafta içerisinde görülür. İlaç tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli konu, tedaviye konu olan ilaçların mutlaka bir psikiyatr tarafından verilmiş olmasıdır. Bu ilaçlar psikiyatrın verdiği ölçü ve aralıkta düzenli olarak kullanılması gerekir. Bu şekilde kullanılan ilaçlar hastalığın tedavisinde oldukça önemli ilerlemeye neden olacaktır. Psikiyatri ilaçları konusunda; “hastalığın üzerini örtmesi”, “bağımlılık yapması”, “beyni uyuşturması” gibi yanlış inançlar bulunmaktadır. Bu inançlar hiçbir bilimsel temeli olmayan söylemlerdir.
Eğer siz de obsesif kompülsif bozukluğa sahip olduğunuzu düşünüyor ve hastalığın teşhis ve tedavisi konusunda şüpheler taşıyorsanız, Ankara Psikolog merkezi olarak bizlerden destek alabilirsiniz. Hem obsesif kompülsif bozukluk hem de diğer tüm psikolojik rahatsızlıklar konusunda ve tüm destek ihtiyaçlarınızda, hem telefonla hem de online kanallarla dilediğiniz zaman bizimle iletişime geçerek uzman ekibimizi ile görüşebilirsiniz.