Zihin Körlüğü Nedir?
Zihin körlüğü, zihin gözümüzle bir şeyi görmeden düşünmek, bazı insanlar için çok kolayken bazıları için imkansızdır. Zihin körlüğü (Afantazya), bireyin herhangi bir şekilde görsel hayal kuramaması olarak tanımlanan bir durumdur. Peki, bu durumun kökenleri nedir, günlük yaşama nasıl yansır ve afantazya ile yaşamak nasıl bir deneyimdir? Bu yazıda afantazyayı en ince ayrıntılarıyla ele alacağız.

Zihin Körlüğü ve Pembe Fil Problemi
Curt Siodmak’ın 1974 yılında yazdığı City in the Sky isimli romanında yer alan meşhur bir alıntıda şu ifadeler geçer: “Bir adama pembe bir fili düşünmemesini söyleyin ve o hayvanı aklından çıkaramaz!” Bu söz, bir şeyi düşünmemeye çalışmanın aslında ne kadar zor olduğunu gösterir.
Ancak zihin körlüğü (Afantazya) yaşayan bireyler için bu durum oldukça farklıdır. Birçoğunuz bu yazının başında pembe bir fili gözünüzde canlandırmış olabilirsiniz. Ancak afantazya sahibi insanlar, bu deneyimi asla yaşayamaz. Gözlerini kapattıklarında bile, zihinlerinde herhangi bir görsel imge oluşmaz.
Afantazya Nedir?
Afantazya, bireylerin görsel imgeleri akıllarında oluşturamamasına neden olan bir bilişsel durumdur. Bir diğer ifadeyle, bu kişiler “zihin gözleriyle” görme yetisine sahip değillerdir. Onlara “Bir elma düşün” dediğinizde, gözlerini kapattıklarında kafalarında herhangi bir elma imgesi belirmez.
Zihin körlüğü ilk olarak 1880’lerde bilim insanı Francis Galton tarafından tanımlanmış, ancak uzun yıllar boyunca çok az araştırma konusu olmuştur. 2015 yılında nörolog Adam Zeman ve ekibi tarafından yapılan araştırmalarla daha fazla dikkat çekmeye başlamış ve bilimsel çalışmalar hız kazanmıştır.
Afantazyanın Nörobilimsel Açıklaması
Zihin körlüğü, beynin görsel imgeleme sürecinden sorumlu bölümleri, genellikle oksipital lob ve prefrontal korteks arasındaki bağlantılarla ilişkilidir. Araştırmalar, afantazya sahibi bireylerin bu bölgeler arasındaki sinirsel iletişimin diğer insanlara kıyasla daha zayıf olduğunu göstermektedir. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) çalışmaları, afantazyası olan kişilerin görselleştirme sırasında beyinlerinde normal aktivite artışının görülmediğini ortaya koymuştur.
Bazı bilim insanları, bu durumun doğuştan gelen bir özellik olabileceğini, bazılarının ise travma veya beyin hasarı sonrası afantazya geliştirebileceğini öne sürmektedir.
Afantazya Sahiplerinin Günlük Yaşama Etkileri
Afantazya sahibi bireyler için bu durum hem avantajlar hem de dezavantajlar taşıyabilir:
Avantajlar:
- Travmatik olayları görsel olarak yeniden yaşamazlar. Bu, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) riskini azaltabilir.
- Korkunç veya rahatsız edici imgeleri akıllarında istemeden canlandıramazlar. Bu, kaygı bozukluğu yaşayan bireyler için faydalı olabilir.
- Zihinsel görsellerle dikkatleri dağılmadığı için mantıksal ve analitik düşünme becerileri daha gelişmiş olabilir.
Dezavantajlar:
- Kitap okurken karakterleri ve sahneleri gözlerinde canlandıramazlar. Bu, edebi deneyimi daha az sürükleyici hale getirebilir.
- Hayal gücü gerektiren mesleklerde veya sanatsal faaliyetlerde zorluk yaşayabilirler. Resim yapmak, yazarlık veya tasarım gibi alanlarda çalışmak onlar için daha karmaşık olabilir.
- Görsel hafızayı kullanamadıkları için bazı bilgileri hatırlamakta zorlanabilirler. Özellikle yüzleri veya haritaları akıllarında tutmak zor olabilir.
Afantazyanın Tarihçesi ve Araştırmalar
Afantazyanın ilk bilimsel tanımı, 19. yüzyılın sonlarında Francis Galton tarafından yapılmıştır. Galton, farklı bireylerin zihinsel imgeleri ne kadar net oluşturabildiğini anlamak için anketler düzenlemiş ve bazı kişilerin hiçbir şekilde zihinsel görseller oluşturamadığını fark etmiştir.
Ancak afantazya, 2015 yılına kadar fazla dikkat çekmemiştir. O yıl, Adam Zeman ve ekibi bu konuyla ilgili kapsamlı araştırmalar yaparak afantazyayı tanımlayan modern çalışmalara öncülük etmişlerdir. Zeman’ın ekibi, afantazyaya sahip bireylerin beyin aktivitelerini analiz ederek bu durumun nörolojik temellerini ortaya koymaya çalışmıştır.
Afantazya ile Yaşayan Ünlü Kişiler
Afantazyanın toplumda sanıldığından daha yaygın olduğu düşünülmektedir. Henüz resmi olarak doğrulanmamış olsa da bazı ünlü isimlerin bu duruma sahip olduğu iddia edilmektedir. Örneğin:
- Ed Catmull – Pixar ve Walt Disney Animation Studios’un eski başkanı, afantazyası olduğunu açıklamış ve bunun yaratıcılığı üzerindeki etkilerini anlatmıştır.
- Blake Ross – Mozilla Firefox’un kurucularından biri, afantazyasının farkına vardığında bunu sosyal medyada paylaşarak geniş yankı uyandırmıştır.
Afantazya Testi ve Tanı Süreci
Zihin körlüğü olup olmadığını anlamanın en yaygın yolu, kişinin görsel imgeleri hayal edip edemediğini kendine sormasıdır. Ancak bilimsel psikolojik testler de mevcuttur. En yaygın kullanılan yöntemlerden biri “Vividness of Visual Imagery Questionnaire (VVIQ)” adlı ölçektir. Bu test, bireylerin zihinsel imgeleri ne kadar net hayal edebildiklerini belirlemeye yardımcı olur.
Bazı nöropsikolojik testler de beyin aktivitesini ölçerek afantazyayı belirleyebilir. fMRI ve EEG gibi teknikler, bireyin görselleştirme sırasında beyin aktivitesini inceleyerek tanı koymada yardımcı olabilir.
Ankara’da Zihin Körlüğü (Afantazya) ve Psikolojik Destek
Afantazya ile yaşamak, bazı bireyler için zorlayıcı olabilir. Hayal kuramamanın getirdiği eksiklik hissi, bazı kişilerde kaygıya veya psikolojik sıkıntılara neden olabilir. Ankara psikolog merkezlerinden Tıbbi Psikoloji Uygulama Merkezi, afantazya ve benzeri zihinsel farklılıklar konusunda uzman psikologlarla destek sunmaktadır. Görsel imgeleme eksikliğinin psikolojik etkilerini anlamak ve bu konuda kişisel farkındalığı artırmak isteyen bireyler, profesyonel destek alarak yaşam kalitelerini yükseltebilirler.
Zihin körlüğü (Afantazya), her bireyin dünyayı farklı algıladığının bir kanıtıdır. Hayal gücünün çeşitliliği, insan beyninin ne kadar karmaşık ve farklı çalıştığını göstermektedir. Bilim ilerledikçe, zihin körlüğü ile ilgili daha fazla şey öğreneceğiz ve insan zihninin karmaşık yapısını daha iyi anlayacağız.



