Panik Atak Belirtileri Nelerdir?
Panik atak , aniden başlayan, kısa sürede zirveye ulaşan ve kişiye yoğun bir korku hissi yaşatan beklenmedik bir kriz halidir. Gerçekte var olmayan bir tehdit algısına karşı vücutta alarm sistemi devreye girer ve kişi, o anda kalp krizi geçiriyormuş gibi hissedebilir. Panik atak yaşayan birey, çoğu zaman nefes alamadığını, kalbinin yerinden çıkacak kadar hızlı attığını, kontrolünü kaybettiğini veya öleceğini düşünür. Bu durum geçici olsa da oldukça sarsıcı bir deneyimdir. Panik atak, bir kere yaşandıktan sonra kişide tekrar yaşanacağına dair yoğun bir korku oluşturabilir. Bu durum da “panik bozukluk” olarak tanımlanan kronik hale gelmiş panik atak döngüsüne yol açar.
Beyin, panik atak sırasında hayatta kalma içgüdüsünü yanlış bir şekilde tetikler. Normalde yalnızca gerçek tehlikeler karşısında devreye giren “kaç ya da savaş” sistemi, ortada hiçbir tehdit yokken aktive olur. Bu durumda kalp atışları hızlanır, kaslar kasılır, nefes alışverişi hızlanır ve vücut adeta savaşmaya hazırlanır. Ancak kişi gerçekten tehlikede olmadığı için bu tepkiler kontrolsüz bir korku dalgasına dönüşür. Bu durum kişide “ya deliriyorum ya da öleceğim” düşüncesine yol açar. Tıbbi Psikoloji Uygulama Merkezi olarak bu noktada vurguladığımız şey, panik atağın tehlikeli değil ama mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğudur. Çünkü tedavi edilmediğinde kişi sürekli tetikte yaşar, bedeni sürekli alarm hâlinde kalır ve yaşam kalitesi belirgin şekilde düşer.

Panik Atak Nasıl Hissedilir?
Panik atağın belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak çoğu kişi benzer fiziksel ve psikolojik semptomlar yaşar. Panik atağın en yaygın belirtileri arasında kalp çarpıntısı, göğüste sıkışma, nefes darlığı, baş dönmesi, mide bulantısı, titreme, terleme, kas gerginliği, uyuşma ve karıncalanma hissi bulunur. Bu belirtiler, çoğu zaman kişinin kalp krizi geçirdiğini zannetmesine neden olur. Göğüs ağrısı genellikle keskin ve batıcı bir niteliktedir. Bununla birlikte kişi, “şu anda öleceğim” ya da “aklımı kaybediyorum” gibi yoğun bir korku hisseder. Panik atak sırasında yaşananlar yalnızca bedensel değil; duygusal ve bilişsel düzeyde de son derece güçlüdür.
Panik atak geçiren bir kişi genellikle kendini bulunduğu ortamdan uzaklaştırmak ister. Çevresine karşı aşırı duyarlı hale gelir; sesler, kalabalıklar veya kapalı alanlar tehdit gibi algılanır. Bu nedenle kişi zamanla dışarı çıkmaktan, toplu taşımaya binmekten veya kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınabilir. Bu durumun uzun sürmesi “agorafobi” denilen duruma yol açabilir. Panik atak, kişinin yaşam alanını daraltarak hem sosyal hem de mesleki yaşamını etkileyebilir. Zihinsel olarak kişi sürekli “ya tekrar olursa” düşüncesine saplanabilir ve bu beklenti kaygısı bile yeni bir atağı tetikleyebilir.
Panik Atak Neden Olur?
Panik atak, biyolojik, psikolojik ve çevresel birçok etkenin birleşimiyle ortaya çıkan bir durumdur. Beyinde duygusal tepkilerden sorumlu olan amigdala bölgesinin aşırı duyarlı çalışması, panik atakların en temel biyolojik nedenlerinden biridir. Amigdala, tehlike sinyali aldığında vücuda adrenalin salgılatır. Bu, kalp hızını artırır, kasları kasar, nefesi hızlandırır ve vücudu savunma moduna sokar. Panik atak yaşayan bireylerde bu sistem, gerçek bir tehlike olmaksızın yanlış alarm verir. Ayrıca serotonin, GABA ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerdeki dengesizlikler de bu süreci güçlendirebilir.
Psikolojik açıdan bakıldığında, panik atak çoğu zaman bastırılmış duygular, ifade edilemeyen korkular veya çözülmemiş travmalarla ilişkilidir. Kişi geçmişte yaşadığı bir kayıp, kaza, hastalık ya da duygusal travmanın ardından bilinçdışı düzeyde bir “kontrol kaybı korkusu” geliştirebilir. Bu korku, stresli bir yaşam döneminde yeniden tetiklenir ve panik atak olarak dışa vurulur. Çocukluk döneminde aşırı koruyucu ya da cezalandırıcı ebeveyn tutumları da bireyin kaygı sistemini hassaslaştırabilir.
Çevresel faktörler de panik atağı tetikleyebilir. Uzun süreli stres, aşırı kafein veya nikotin tüketimi, uyku düzensizliği, hormonal değişimler, iş kaybı, boşanma gibi yaşam olayları panik atak riskini artırabilir. Bazı kalp ve tiroid hastalıkları da panik atak benzeri belirtilere yol açarak bu durumu tetikleyebilir. Bu nedenle panik atak yaşayan kişilerin öncelikle bir sağlık kontrolünden geçmesi önemlidir.

Panik Atağın Belirtileri Nelerdir?
Panik atak belirtileri genellikle birkaç dakika içinde şiddetlenir ve 10-20 dakika arasında en yüksek noktaya ulaşır. Bu belirtiler fiziksel, duygusal ve bilişsel olmak üzere üç boyutta incelenir.
Fiziksel belirtiler arasında çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, mide bulantısı, terleme, titreme, kas gerginliği, uyuşma ve karıncalanma hissi yer alır. Kişi çoğu zaman bayılacakmış gibi hisseder. Baş dönmesi, sıcak basması, göz kararması gibi semptomlar da görülebilir.
Duygusal belirtiler ise daha içsel bir düzeydedir. Kişi yoğun bir korku, çaresizlik, kontrol kaybı, hatta ölüm korkusu yaşar. “Bir şey olacak”, “kalbim duracak” ya da “aklımı kaybediyorum” düşünceleri atak boyunca zihni işgal eder.
Bilişsel belirtiler ise mantıksız düşünceler, gerçeklik duygusunun kaybolması (derealizasyon) ve kendinden kopma hissidir (depersonalizasyon). Bu, kişinin bedeniyle zihni arasındaki bağlantının geçici olarak kopması gibidir.
Panik atak geçiren kişi için bu belirtiler son derece gerçek ve sarsıcıdır. Ancak fizyolojik açıdan panik atak ölümcül değildir. Kalp krizi hissi yaşansa da bu, vücudun “yanlış alarm” vermesinden kaynaklanır.
Gece Panik Atakları ve Çocuklarda Görülme Şekli
Panik atak sadece gündüz değil, uyku sırasında da ortaya çıkabilir. “Gece panik atak” olarak adlandırılan bu durum, kişinin uykusundan aniden çarpıntı, nefes darlığı, terleme ve yoğun korku hissiyle uyanmasıyla başlar. Uyku sırasında yaşanan panik atak, kişinin hem fiziksel hem de zihinsel olarak dinlenmesini zorlaştırır. Bu durum, uykusuzluk, yorgunluk ve gündüz anksiyetesini artırır. Gece panik ataklarının en önemli tetikleyicileri arasında stres, travma sonrası düşünceler ve bastırılmış kaygılar yer alır.
Çocuklarda panik atak ise genellikle karın ağrısı, baş ağrısı, nefes darlığı, terleme, baygınlık hissi gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterir. Çocuk, bu deneyimi kelimelere dökemediği için “okula gitmek istemiyorum”, “karanlıktan korkuyorum” gibi ifadelerle dolaylı şekilde belirtir. Aileler, bu belirtileri “naz yapıyor” şeklinde yorumlamak yerine bir uzmandan destek almalıdır. Çünkü çocuklukta başlayan panik atak, erken müdahale edilmediğinde erişkin dönemde anksiyete bozukluklarına dönüşebilir.
Panik Atak Ne Kadar Sürer?
Bir panik atak genellikle 5 ila 20 dakika arasında sürer, ancak kişi için bu süre çok daha uzun hissedilir. Nadir durumlarda panik atak bir saat kadar sürebilir. Panik atak sıklığı kişiden kişiye değişir; bazı bireyler ayda birkaç kez, bazıları ise haftada birkaç defa yaşayabilir. Panik atak geçiren kişi, atakların sıklığından çok tekrar etme korkusuyla baş etmekte zorlanır. Bu nedenle, tedavi sürecinde sadece belirtileri değil, bu korkuyu da hedef almak gerekir.
Panik Atak Tedavisi Nasıl Yapılır?
Panik atak tedavisinde amaç, kişinin bu yanlış alarm sistemini yeniden düzenlemektir. Tıbbi Psikoloji Uygulama Merkezi’nde panik atak tedavisinde bilişsel davranışçı terapi (BDT) yöntemi bilimsel olarak en etkili yaklaşımlardan biri olarak uygulanır. BDT, kişinin panik atak sırasında yaşadığı bedensel duyumları yeniden yorumlamasını sağlar. Örneğin kalp çarpıntısını “tehlike sinyali” olarak değil, “bedensel bir tepki” olarak değerlendirmeyi öğretir.
Terapide, kişinin “felaketleştirme” düşüncelerini fark etmesi, bu düşünceleri gerçekçi alternatiflerle değiştirmesi hedeflenir. Panik atak yaşayan birey, zamanla beden sinyallerini kontrol etmeyi ve atağın geçici olduğunu fark etmeyi öğrenir. Bazı durumlarda terapiye ek olarak psikiyatrist tarafından ilaç tedavisi önerilebilir. SSRI grubu antidepresanlar ya da kısa süreli anksiyolitikler, beynin kimyasal dengesini yeniden kurmak için kullanılabilir.
Ayrıca, nefes egzersizleri, kas gevşetme teknikleri ve farkındalık (mindfulness) uygulamaları da terapi sürecini destekler. Özellikle “4-7-8 nefes tekniği” — dört saniye boyunca nefes almak, yedi saniye tutmak, sekiz saniyede yavaşça vermek — panik atak anında bedensel sistemi regüle etmeye yardımcı olur.
Panik Atak Anında Ne Yapılmalı?
Panik atak sırasında yapılacak en önemli şey, yaşanan durumun geçici olduğunu kabul etmektir. Kalp atışlarının hızlanması, nefes darlığı ya da baş dönmesi hissettiğinizde bu belirtiler sizi korkutmasın; bunlar vücudun stres tepkisidir. Öncelikle nefesinizi yavaşlatmaya çalışın. Derin bir nefes alın, birkaç saniye tutun ve yavaşça verin. Mümkünse bulunduğunuz ortamda oturun, gözlerinizi kapatın ve dikkatinizi vücudunuzdan uzaklaştıracak bir şeye yönlendirin.
Eğer atak sırasında yalnız değilseniz, yanınızdaki kişinin size “Bu bir panik atak, birazdan geçecek.” gibi sakinleştirici bir dil kullanması önemlidir. Panik atak yaşayan kişiye “Sakin ol!” demek çoğu zaman ters etki yaratabilir. Bunun yerine yargılamadan, güven veren bir tutum sergilemek gerekir.
Panik Atak ve Yaşam Tarzı İlişkisi
Panik atak yalnızca terapiyle değil, yaşam biçimi değişiklikleriyle de kontrol altına alınabilir. Düzenli uyku, dengeli beslenme, kafein ve nikotinden uzak durmak, stresi azaltacak etkinliklere yönelmek (spor, yürüyüş, yoga gibi) panik atak riskini azaltır. Ayrıca mindfulness, meditasyon ve nefes egzersizleri, zihni “şimdi ve burada” tutarak panik atak döngüsünü kırar.
Dijital ekranların, haber akışlarının veya sosyal medyanın sürekli olarak stres ve kıyaslama duygusu yaratabildiği bir dünyada, zihinsel hijyenin korunması büyük önem taşır. Panik atak eğilimi olan bireyler için doğayla temas, su sesi, müzik ve sessizlik anları bile terapötik bir etki yaratabilir.
Panik Atak Tedavisinde Profesyonel Destek
Panik atak kendi kendine geçebilecek bir durum değildir; tedavi edilmediğinde depresyon, sosyal fobi veya madde kullanımı gibi ikincil sorunlara yol açabilir. Bu nedenle profesyonel destek almak çok önemlidir. Tıbbi Psikoloji Uygulama Merkezi’nde panik atak tedavisinde her bireyin öyküsü, stres kaynakları ve geçmiş deneyimleri ayrıntılı şekilde değerlendirilir. Ankara psikolog merkezimizde yürütülen psikoterapi seansları, kişinin yaşam kalitesini yeniden kazanmasına ve panik döngüsünü kırmasına yardımcı olur.
Ayrıca şehir dışında yaşayan ya da yoğun iş temposu nedeniyle merkeze gelemeyen danışanlar için online terapi seçeneği de mevcuttur. Online görüşmeler, bireyin bulunduğu ortamda konforlu bir şekilde terapiye erişebilmesini sağlar.
Panik Atak Tedavi Edilebilir Bir Durumdur
Panik atak, kontrolsüz bir korku döngüsüne dönüşse de doğru yaklaşımla tamamen tedavi edilebilir bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu süreçte kişinin yalnız olmadığını bilmesi, belirtilerin anlamını öğrenmesi ve profesyonel destek alması en önemli adımdır. Beyin, yanlış alarm vermeyi nasıl öğrendiyse, doğru şekilde sakin kalmayı da öğrenebilir. Bilişsel davranışçı terapi, nefes egzersizleri, farkındalık çalışmaları ve destekleyici psikoterapilerle kişi zamanla kendi iç dengesini yeniden kurabilir.
Unutmayın, panik atak bir son değil, bedeninizin size verdiği bir sinyaldir. Bu sinyali doğru okumak, hayatınıza yeniden güven duygusunu davet etmenin ilk adımıdır.



